DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Sendikanın Genel Başkanı Seyit Aslan, mevsimlik ÇAYKUR işçilerinin kadro talebi, 2023-2024 Toplu İş Sözleşmesi süreci, fabrikalar ve alım yerleriyle ilgili yaşanan sorunlara ilişkin açıklama yaptı…
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Sendikanın Genel Başkanı Seyit Aslan, mevsimlik ÇAYKUR işçilerinin kadro talebi, 2023-2024 Toplu İş Sözleşmesi süreci, fabrikalar ve alım yerleriyle ilgili yaşanan sorunlara ilişkin açıklama yaptı.
Arslan; 2022 yılını dokuz gün sonra bitirerek yeni bir yıla giriyoruz. Ve başta mevsimlik ÇAYKUR işçileri olmak üzere, ÇAYKUR işçilerinin sorunları devam ediyor. Açlık sınırının altında ücretle çalışan mevsimlik işçiler insanca yaşamak, çocuklarına daha iyi bir gelecek kurmak, enflasyonun altında ezilmemek için kadro bekliyor. İktidar, bakanlık, genel müdürlük, yetkili olduğunu söyleyen sendika; işçilerin kadro talebini duymuyor, görmüyor. Adeta üç maymunu oynuyor, işçilerin taleplerini görmedim, duymadım, işitmedim diyor.
Buradan soruyoruz bir kez daha: Beş ay yirmi dokuz gün çalışarak nasıl geçinelim? Kiraları nasıl ödeyelim? Faturaları nasıl ödeyelim? Bakkalın, manavın, kasabın önünden nasıl geçelim? Çocuklarımızın eğitimini nasıl sağlayalım? Sağlık giderimizi nasıl karşılayalım? Ay sonunu nasıl getirelim?
Yıllardır mevsimlik işçilerin kadro talebine kulak vermeyenlere, duymayanlara buradan bir kez daha sesleniyoruz:
Çaykur kadro istiyor! İyileştirme değil, kadro istiyoruz. Mevsimlik çalışan ve mevsimlik yaşamak zorunda kalan Çaykur işçileri analarının ak sütü kadar helal olan kadro hakkını istiyor.
DİSK olarak, Gıda-İş olarak, tüm gücümüz ve imkanlarımızla kadro hakkı elde edinceye kadar mücadelemizi, Çaykur işçileriyle birlikte sürdüreceğiz. Amasız, fakatsız, ayrımsız tüm Çaykur mevsimlik işçilerine kadro istiyoruz. Çaykur işçisine kadro almak, birlikte mücadele etmek boynumuzun borcudur.
2023-2024 yılını kapsayacak Toplu İş Sözleşmesi Görüşmeleri 1 Ocak tarihi itibarıyla resmi olarak başlamış olacak. ÇAYKUR işçileri geçtiğimiz iki yıl içerisinde ekonomik olarak yoksullaştı ve hak kayıplarına uğradı. İki yıllık süreçte patlayan enflasyon, raflardaki fahiş fiyatlar, sağanak gibi yağan zamlar ücretlerimizi kar gibi eritti. Kiramızı ödeyemez olduk. Çarşıya pazara, manava, kasaba, markete uğrayamaz olduk.
Şimdi Toplu İş Sözleşme sürecinin başlamasına haftalar kala, Çaykur işçilerinin görüşleri ve önerileri alınmış değil. Hangi taslakla masaya oturulacak, işçiler ne talep ediyor, ne ücret istiyor diye işçilere sorulmuyor. Sendikal demokrasinin temel ilkesi tabanın söz ve karar vermesidir. Yani Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işçilerin söz ve karar sahibi olmasıdır. Toplu İş Sözleşmesi taslağını kendilerinin hazırlamasıdır. Tüm taleplerin işçiler tarafından belirlenmesidir. Ve işçilerin sözleşme sürecinde taraf olmasıdır.
Yüksek enflasyon ve hayat pahalığı ücretlerimizi eritti. Çaykur işçilerinin 2023-2024 yılında başlayacak Toplu İş Sözleşmesi sürecinde tüm çalışanlar için taban ücret yoksulluk sınırı baz alınarak taslak hazırlanmalıdır. Yani Çaykur işçilerinin taban ücreti yoksulluk sınırı olan 25 bin TL üzerine çıkarılarak üzerine refah payı eklenerek Toplu İş Sözleşmesi taslağına konmalıdır.
Şimdi biz bunu ifade ederken şunları duyar gibiyiz: “Çaykur 25 TL ve üzerini nasıl ödesin? Geçtiğimiz beş yılda kurum yaklaşık 2 milyar 600 milyon zarara uğratıldı.” İşte kaynak burada. Kur korumalı mevduata 100 milyarın üzerinde ödeme yapıldı, işte kaynak. 2023 bütçesi içinde 900 milyara yakın faiz ödemesi, sermayeye kaynak ve teşvik olarak ödenecek, işte kaynak burada. İşçilere ve emekçilere kaynak ayırmayanlar, halktan toplanan vergileri sermayeye akıtıyorlar.
Kıymetli basın mensupları Toplu İş Sözleşmesi sürecinde olmazsa olmaz üç madde mutlaka taslağa yansımalı.
1-Çaykur işçisinin ücret talebi taban ücretin yoksulluk sınırı olan 25 bin TL’nin üzerine çekilerek refah payı eklenerek taslağa konmalı.
2-Çaykur işçilerinden kesilen vergi dilimi yüzde onla sabitlenmeli, artan orandaki vergi kesintileri ÇAYKUR Genel Müdürlüğünce ödenmeli.
3-Tüm Çaykur işçilerinin çalışma süreleri haftada 35 saate düşürülmeli, haftada iki gün dinlenme, yılda otuz gün izin hakkının tanınmalı.
Şimdi sizlere ÇAYKUR’da yaşanan sorunları ifade edeceğim ve kurumun yapması gerekenleri sıralayacağım:
1-Her şeyden önce alım yerlerindeki rezalete artık son verilmelidir. Alım yerlerinde çalışan kadın ve erkek işçilerin sorunları sezon başlamadan çözülmelidir. Her alım yerine bir tuvalet, duş yeri ve elbise değiştirme kabini yapılmalıdır. 21 yüzyılda tuvaleti, duşu ve elbise değiştirme kabini olmayan bir ÇAYKUR istemiyoruz. Bu ayıptır, insanlık dışı bir çalışma koşuludur.
2-Çaykur işçileri hâlâ kendi olanaklarıyla işe gidip gelmek zorunda kalıyorlar, servis yok, kimi zaman çok uzak yerlere gönderiliyorlar, verilen yol ücreti bedeli ulaşım giderini karşılamıyor. ÇAYKUR işçilerinin çalıştıkları yerlere ulaşımları genel müdürlükçe sağlanmalı, ya da ulaşım bedelleri tam ödenmelidir.
3-Fabrika yemekhaneleri hale düzensiz, yemekler yeterli besin değeri taşımıyor, yemekhanelerin işçilerin onuruna yaraşır biçimde restore edilmesi, yemeklerin kalori değeri yüksek besinler ve bir işçinin günlük harcadığı kalori değerini karşılayacak düzeyde olmalıdır.
4-Çaykur’da birçok bölümde taşeron uygulaması, çay taşıma vb. işlerin kurum tarafından yapılması, bu alana kadro ihtisas edilmesi, tüm işlerin kurumda çalışan işçiler tarafından yapılmasını hayata geçirilmesi, her türlü taşeron ve alt işverenlik kaldırılması taleplerimizdir.
Seyit Aslan
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi
Ve Gıda-İş Genel Başkanı
İLGİLİ HABER