Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Doktora öğrencisinden fındıkta verimliliği arttıracak çalışma

SAMSUN’da doktora öğrencisi yaptığı tez çalışması kapsamında Kastamonu Orman Fidanlığından getirttiği 1500 fındık türü arasından ‘dip sürgünü vermeyen’ en iyi 9 genotip türü seçti. Doktora öğrencisi Ayşegül Balta, “Bizim ilk hedefimiz öncelikle dip sürgünü vermeyen anaç fındık çeşidi elde etmek. Fındık yetiştiriciliğinde de verimi arttırmanın yanında üretim maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyoruz” dedi.

SAMSUN’da doktora öğrencisi yaptığı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü doktora öğrencisi Ayşegül Balta, 2019 yılında başladığı ve 2025 yılında tamamlanması planlanan doktora tezinde fındıkta anaç ıslahı üzerine önemli bir çalışmaya imza atıyor. Balta, bin 500 çöğürle başladığı araştırmasında, ‘dip sürgünü vermeyen’, ağaç formunda yetişen ve çakıldak fındıkla uyumlu aşılanan 9 genotipi belirledi. Bu türlerin çoğaltılmasıyla Karadeniz’de çalı formundaki mevcut fındıkların yerini alması ve çiftçiler için hem bakım maliyetlerini düşürecek hem de makineli hasada uygun bir sistemin oluşturulması hedefleniyor. OMÜ Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu’na getirilen 9 fındık türünden biri, 2025 yılında sona erecek çalışma kapsamında seçilecek ve anaç olarak üretilmeye başlanacak.

 

ANAÇ FINDIK TÜRÜNÜ 9’A KADAR İNDİRDİK

Yaptığı tez çalışması hakkında bilgi veren OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Doktora Öğrencisi Ayşegül Balta, “Biz fındıkta anaç seleksiyonu çalışması yaptık. Buradaki bitkiler çalışmamızın son bölümünü içeriyor. Biz 2019 yılında çalışmamıza başladık. Bu kapsamda Kastamonu Orman Fidanlığından bin 500 adet çöğür bitki getirdik. 2020 yılında getirdiğimiz bin 500 adet bitkiyi kendi içerisinde değerlendirdikten sonra zayıf gelişen bitkileri eleyerek 500 bitkiyle çalışmamıza devam ettik. Bu dönemde de bu fidanlar Bafra’da özel bir fidanlıkta olan aşı parseline dikildi. Daha sonrasında bu 500 bitkiye aşı işlemi uygulandı. Aşı işlemi başarılı olan, kuvvetli gelişen, dip sürgünü vermeyen ya da çok az dip sürgünü veren aşılı 52 tane bitki belirledik. 2021 yılı sonunda da bu bitkileri aşı parselinden sökerek üniversitemizin araştırma enstitüsünde bulunan başka bir alana aşılı genotiplerin dikimini yaptık. Aynı deneme alanında aşılı genotiplerin dip sürgünü verme eğilimlerini ve bitki gelişimlerini daha iyi karşılaştırmak için de dip sürgünü ile üretilmiş çakıldak ve Yomra fındık çeşidinden 25’er adet olmak üzere 50 kontrol bitkisi yine araştırma alanına diktik. Bu döneme kadar fidan kontrollerini gerçekleştirdik, sahada gözlemledik. 2024 yılı sonunda yaptığımız ölçümler sonucunda belirlediğimiz son bitkiler taç hacimlerine göre belirlenerek yaşayan 25 aşılı genotip içerisinden seçildiler. Son olarak 9 adet bitkimiz var. Bu 9 bitkiyi de 2025 yılında kendi içerisinde değerlendirerek, bu genotiplerden dip sürgünü vermeye ve üzerine aşılı çakıldak fındığını kuvvetli geliştiren 5 genotipi belirleyip, bu genotiplerin çoğaltılmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

 

TÜRK FINDIĞI DİP SÜRGÜNÜ VERMEDİĞİNDEN ANAÇ OLARAK KULLANILIYOR

Corylus colurna’nın dünyada Türk fındığı olarak bilindiğini belirten Balta, “Fındıkta 25 kadar tür bulunmakta. Bu türlerden bazıları ağaç, bazıları ise çalı formunda yetişiyor. Şu anda ticari alanda yetiştirilen fındık çeşitleri, corylus avellana türü fındık çeşidi. Corylus avellana çalı formunda ve dip sürgünü verme özelliğinde. Corylus colurna denilen Türk fındığı ise ağaç formunda ve tek bir gövdeye sahiptir. Dip sürgünü oluşturmuyor ya da çok az dip sürgünü veriyor. Dünyada yayılış alanına bakıldığında Türkiye, Kafkaslar, Balkan Yarımadası ve Kuzey İran’a özgü bir tür olup ülkemizde Karadeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde 700 – bin 700 metre yükseltiler arasında yayılış gösteriyor. Anadolu’da yoğunlukta Batı Karadeniz ormanlarında kümeler halinde ya da tek başına da yetişebiliyor. Alkali ağır topraklara adapte olabiliyor. Bununla birlikte uzun yaz ve soğuk kışlara dayanıklı bir türdür. Ayrıca Amerika ve Avrupa’da da bu Türk fındığı uzun yıllardan beri standart çeşitler için dip sürgünü vermediğinden anaç olarak kullanılıyor” dedi.

 

İLK HEDEFİMİZ DİP SÜRGÜNÜ VERMEYEN ANAÇ FINDIK ÇEŞİDİ ELDE ETMEK

İlk hedefinin dip sürgünü vermeyen ve üretim maliyetleri az olan fındık çeşidi üretmek olduğunu belirten Balta, “Bizim ilk hedefimiz öncelikle dip sürgünü vermeyen anaç fındık çeşidi elde etmek. Fındık yetiştiriciliğinde de verimi arttırmanın yanında üretim maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyoruz. Bu bakım işlemlerini değerlendirdiğimizde en yüksek maliyetin dip sürgünü temizliği olduğunu görüyoruz. Buradan yola çıkarak çalışmayı planladık. Amacımız ilk etapta dip sürgünü vermeyen ve üzerine aşılanan çakıldak fındık çeşidini kuvvetli geliştiren anaçları belirlemek. Bunun sonrasında da fındıkların makineli hasada uygun bir yetiştiricilik sistemine geçilmesi. Tek gövde üzerinde fındık yetişeceği için buna uygun olacak. Verim açısından da konuşmak için henüz erken” diye konuştu. (DHA)