Nöbetçi Eczaneler
DEVA Partili Karal: 28 Şubat travmasının izleri hala kalplerimizde yankılanıyor
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, 28 Şubat 1997’de yaşanan ve “postmodern darbe” olarak tarihe geçen sürecin etkilerinin, Türkiye’nin toplumsal hafızasında derin izler bıraktığını belirterek, “Bu travmanın izleri hala kalplerimizde yankılanıyor.” dedi.
DEVA Partili Hasan Karal, postmodern darbenin 28’nci yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 28 Şubat’ın toplumsal bellekte açtığı yaralara dikkat çekti.
*“28 Şubat süreci toplumsal dokumuzun en narin parçalarına kadar işlemiş, inanç ve duygu temellerimizi sarsmıştır”*
28 Şubat’ın yalnızca siyasi bir süreç olmadığını, inancını özgürce yaşamak isteyen milyonlarca insanın kimliğine, manevi değerlerine ve varoluş haklarına yönelik derin bir saldırı niteliği taşıdığını belirten Milletvekili Karal, “Bu saldırı, ne yazık ki, modern zamanın yüzeysel yenilikleri arasında saklanmış, ancak derin yaralar açmış bir trajedidir. 28 Şubat’ın etkileri yalnızca belirli bir döneme sıkışıp kalmamıştır. Toplumsal dokumuzun en narin parçalarına kadar işlemiş, inanç ve duygu temellerimizi sarsan bir darbenin sonuçları hala evlerde, sokaklarda, yaşantılarda yankılanmakta, kalplerimizde hissedilmektedir.” dedi.
*“Geleceğe daha özgür ve daha adil bir toplum bırakmaya kararlıyız”*
Milletvekili Karal, 28 Şubat’ın karanlık sayfasını yalnızca bir mağduriyet anlatısı olarak değil, bir direniş ve aydınlanma sembolü olarak ele almak gerektiğinin altını çizdi. Tüm zorluklara rağmen özgür ve adil bir gelecek inşa etme kararlılıklarını sürdüreceklerini vurgulayan Karal, şöyle devam etti:
“Postmodern yöntemlerle şekillenen bu derin mağduriyetler, Türkiye’nin demokratik gelişimi açısından bir dönüm noktasıdır. Bizler, 28 Şubat’ın derin izlerinden ve o ‘postmodern darbe’nin bıraktığı acı derslerinden aldığımız ilhamla, mağdur edilen tüm kesimlerin hak ve onurunu savunma sorumluluğumuzu derinden hissediyoruz. Bugün, bu acı dolu tarih bilincini canlı tutarak; geleceğe, daha özgür ve daha adil bir toplum bırakma kararlılığımızı yineliyoruz. Postmodern yöntemlerin yarattığı bu derin mağduriyetleri, aydınlanma ve direnç sembolü olarak unutulmaz kılacağız. Hep birlikte, bu yaraların bir daha tekrarlanmaması için toplumsal birliğimizin ve inanç zenginliğimizin savunucusu olmaya devam edeceğiz.”