AK Parti’nin ağır toplarından,şehit Altuğ Verdi’nin yakın dostu, Metin Külünk, Şehit Rize Emniyet Müdürünün, şehadetinin 6. yıl dönümü vesilesi ile önemli noktalara dikkat çekti..
Hayırlı Sabahlar
Bugün, Şehit Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’nin şehadetinin 6. yılı.
Sevgi, merhamet, asalet ve devlet adamlığının en güzel örneklerinden biri olan kahramanı rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Altuğ Verdi,
Rize İl Emniyet Müdürü olarak atanmasının ardından kısa sürede halkın gönlünde taht kurmuş, üstün devlet adamlığı vasıfları ve liyakatiyle geleceği parlak bir lider olarak tanınmıştı.
Özellikle FETÖ terör örgütünü çok iyi tanıyan ve örgütle mücadelede üstün kabiliyet sergileyen bir emniyet müdürü olarak, devletin güvenliği ve bekası için önemli bir rol üstlenmişti.
Ne yazık ki,
Altuğ Verdi hain bir saldırıyla şehit edildi.
Adalet, mevcut deliller üzerinden katilin cezasını verdi elbette ki saygımız var.
Ancak bu alçakça işlenen cinayetin ardındaki mevcut delillerin ötesindeki şüpheler ve de endişeler sokakta konuşulmaya devam ediyor
•Bu menfur saldırı, gerçekten yalnızca basit bir tayin meselesinden mi kaynaklandı?
•Yoksa saldırganın zihinsel yapısında yaşadığı problemler kontrolsüz bir şekilde yönlendirilmiş bir figür mü söz konusuydu?
•Bu saldırının arkasında başka odakların veya yönlendirmelerin izleri var mıydı?
Em önemlisi Şehit ALTUĞ VERDİ Rİze’de yani Sayın CB’nımızın memleketinde emniyet müdürü idi.
Bütün renklerin ve de tarzların içinde kendini saklamasını ve renkler ve tarzlarla operasyon yapmasını çok iyi bilen Gladio FETÖ’nün izlerini mi taşıyordu?
Bu sorular, Şehit Altuğ Verdi’nin şehadetinin basit bir bireysel olayın ötesinde bir anlam taşıyıp taşımadığını irdelememizi gerektiriyor.
Altuğ Verdi, haince bir saldırı sonucu kahpece şehit edildi. Ancak onun adı, vatan için canını feda eden ve ölümsüzleşen kahramanların arasında yerini aldı. Onu unutmadık, unutmayacağız.
Ruhun şad olsun, Şehit Altuğ Verdi. Minnetle anıyoruz.
Gecenin en sessiz anında,
karanlık sabaha hazırlanırken, kimse bilemezdi ki bir kahpe kurşun gün ortasında bir kahramanı alacak.
Hani derler ya, “serseri kurşun.” Ama bu kurşun serseri değildi; bu kurşun çok hesaplı, çok akıl doluydu.
Tetiği çeken, niçin ateş ettiğinin ve kime doğrulttuğunun farkındaydı. Farkında olmayan ise karanlıktı.
O karanlıkta, zamanı Altuğ’a uzanacak bir el için sabırsızlanır mıydı gün olsun diye?
Ve sabah oldu…
Gün ortasında ekranlardan bir ses yankılandı: “Son dakika haberi!
Rize Emniyet Müdürü Altuğ Verdi, bir katil tarafından vurularak şehit edildi.”
Sanki gökkubbe yere inmiş, zaman durmuş, mekân hüngür hüngür ağlıyordu.
Anadolu, bir yiğit evladını daha kaybetmişti.
Katil, hiçbir şey olmamış gibi soğukkanlılığını korurken, Anadolu, gözyaşlarıyla toprağını suluyordu.
Altuğ ise yüzünde bir tebessüm ve gözlerinin kenarına düşmüş bir damla yaşla toprağa kavuşuyordu; vatanına olan sevgisinin huzuru ile sevdiklerinden ayrılmanın hüznü iç içe geçmişti.
Ve o, sessizce bir kahramana yakışır şekilde son vedasını ediyordu.