Savcılarımızı, iç güvenlik bürokrasimizi, Üniversiteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı göreve davet ediyoruz!

Dikkat,
Çürütülüyoruz!
Yarın hiçbir yerde, eğer TEDBİR ALMAZSAK, İNSAN YERİNE CANAVARLAŞMIŞ, RUHU ŞEYTANLAŞMIŞ BİYOLOJİK bir VARLIK KALACAK.

Artık her şey çok açık. Satanizmin doğrudan ülkemizin nesillerini, bulduğu boşluklar üzerinden ya da insana açılmış savaş üzerinden ikna ediyor ve doğrudan şeytana tapar hale getirerek canavarlaştırıyor.

Artık kamu yönetiminde çok net bir başlık gerek. Yıllarca FETÖ’yü de bu şekilde küçümsemiştik.

Hatta şirinleştirilmişti bile. Neredeyse ülkeyi komple teslim alacak noktaya gelmiş, emperyalizmin isteklerini tek tek gerçekleştirmek üzere Stalinist bir modelle Türkiye’de devleti yönetir konuma erişmişti.

Şimdi yine görüyoruz ki, maalesef ama maalesef, siyaset, özellikle iki genç evladımızın satanist ritüellerle dolu katlinin ardından, üzülerek ifade ediyorum ki, yine meseleyi temellendirme noktasında son derece pasif kalmaktadır. Bir güvenlik meselesi olarak kabul edilip tek başına modellenerek ilgilenilmesi gereken bu konu, sıradan bir cinayetmiş gibi kabul edilmektedir. Fakat bu kabul edilemez!

Bizse buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz:
Savcılarımızı göreve davet ediyoruz.
Hem de acilen!

Bu konuda üniversitelerin felsefe ve psikoloji bölümlerinden, ilahiyat fakültelerinden, (eğer varsa böyle bir çalışması) Diyanet İşleri Başkanlığı temsilciliklerinden destek alarak bu konunun sosyolojisi araştırılmalı.

Çünkü konunun fikri boyutu kavranmadan, yani şeytan ve şeytanizmin kodları doğru anlaşılmadan, bu tip yapılanmaların nasıl çözüleceğine dair mesafe kat edilemez.

Bu görünen, doğrudan Anadolu’yu paganlaştırmaya odaklı şeytan yapılarının merkez hücrelerinin icraatıdır. Dijital üzerinden yaptıkları her şey dikkatle takip edilmelidir. Yargı bürokrasisi sorumluluklarını güçlü bir şekilde yerine getirecektir, inanıyoruz.

Aynı şekilde, mutlak surette İstihbarat Teşkilatlarımız da şeytan ve satanizm odaklı olarak bu işi tüm detayları ve mahfilleriyle sağlam bir zemine oturtmalı, bu konuda uzmanlar yetiştirmeli ve çok hızlı bir şekilde Türkiye’de bu örgütün devşirdiği insan modellemesinin kimlerden oluştuğu ve nerelerde örgütlü olduğu tespiti edilmelidir.

Sokak, ciddi anlamda huzursuz ve mutsuz. Özellikle dijitalde açıktan meydan okuyan bu suç örgütünün yani insanın yaratıldığı günden bu yana insana savaş açmış ve insana düşmanlıkta sınır tanımayan bu örgütün mensuplarının kanun karşısında hesap verdiğini, güvenlik güçlerinin bu konuda attığı stratejik adımları net olarak görmek istiyor.

Gecikmemeliyiz!