Yeryüzündeki hiçbir hadise sebepsiz değildir. Her olay ve hadise bir sebep doğrultusunda Allah’ın izni ile cereyan eder. Doğa olayı diye tabir ettiğimiz Depremler de Allah’ın izni ile vuku bulur, insanların..
Yeryüzündeki hiçbir hadise sebepsiz değildir. Her olay ve hadise bir sebep doğrultusunda Allah’ın izni ile cereyan eder. Doğa olayı diye tabir ettiğimiz Depremler de Allah’ın izni ile vuku bulur, insanların tutum ve davranışlarına göre tahribata yol açar.
Kainattaki bütün hareketlilik, sararan bir yaprağın tutunduğu daldan düşmesinden tutunda yüz yıllarca çalışılarak meydana getirilen şehirlerin ve bu şehirlerin içindeki devasa binaların bir anda sallanıp yıkılmasına kadar her şey Allah’ın bilgisi dahilindedir.
Tırnak içerisinde ifade etmek gerekirse İnsanların yüz yıllarca çalışarak meydana getirdiği şehirlerin saniyeler içinde yok olması Allah’ın güç ve kudretinin sonsuz olduğunun apaçık delili dir.
Allah düzen içerisinde bir çok olayı bir zaman ve zemine oturtmuş o zaman ve zemin çerçevesinde bu olaylar meydana gelmeye devam eder. Güneşin doğuşu ile batışı nın bir zamanı vardır ve asla bu zaman şaşmaz. Güneş daima doğudan doğar ve batıdan batar buda şaşmaz. Zamanı ve zemini bellidir. Güneşin nereden ve ne zaman doğacağını nereden ne zaman batacağını biliriz. Günün aydınlanacağı zamanı gecenin kararacağı zamanı biliriz.
Depremlerin olacağını da biliriz ancak ne zaman meydana geleceğini bilemiyoruz. Onun zamanının ve şiddetinin ne zaman ve ne kadar olacağını ‘’ insanların sapkınlıklarına ve zalimliklerine göre’’ ancak Allah bilir ve belirler.
Depremler İlahi birer ikaz dır.
Şura suresi 30. Ayette yüce Rabbimiz ‘’Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzünden dir. O yine de bir çoğunu affeder’’ buyurmaktadır. Rabbimiz reçeteyi önümüze koymuş ancak biz inananlar reçeteden bi haber yaşıyoruz.
İnsanlık yaratanını tanımamaya, emir ve yasaklarını tartışmaya, günahları açıktan işlemeye, yaklaşmayın dediği zina meşrulaştırılmaya, kavimlerin helakına neden olan eş cinsellik yayılmaya Faiz ve benzeri haramlar artmaya başlayınca Allah’ın gazabının gelmesi yakın olur. Şiddeti de işlenen zülüm derecesinde olur.
6 Şubat 2023 tarihi Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6 şiddetinde iki deprem yaşadık. 45 bin 89 vatandaşımızı kaybettik. Malatya ili hariç bütün bölgede çalışmalara katıldık ve yıkımın boyutunu yerinde gördük. Yüce Rabbimiz bu tür felaketlerden insanlığı korusun.
Bu felaket vesilesi ile ülke insanı olarak bir daha tüm dünyaya birlik ve beraberliğin nasıl olması gerektiğini gösterdik. Toplum olarak bu tür felaketlerde bir ve beraber olabiliyoruz. Ancak yüce Rabbimizden niyazımız odur ki başımıza bir felaket geldiğinde değil her daim bir ve beraber olmamız ve kardeşçe yaşama şuurunu bizlere lütfetmesi dir.
Depremin yaşandığı bölgelerden Hatay, Adıyaman, Gölbaşı, Nurdağı ve diyer birkaç ilçe adeta kıyameti yaşamış gibi. İnsan baktıkça ürperiyor. Bölgeye yardım için gidenlerin psikolojilerinin bozulduğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Düşünün bu felaketi bizzat yaşayanların psikolojileri ne durumda.
Ailemden bir ben kaldım diyenler, yirmi tane cenazem oldu diyenler, köyümüzden iki yüz kişiyi defnettik diyenler ( şehirde yaşayan) peşi sıra mezarların kazılmış olması ve sahiplerini beklemesi, genelde camilerin yıkılmış veya hasarlı oluşu, enkazda herkesin susup yetkilinin sesimi duyan varmı seni duyabiliyorum tırnaklarınla kazıyabilirsin ayaklarını sürtebilirsin veya öksürebilirsin diye seslenişi bütün bunlar insanı alıp farklı yerlere götürüyor.
Yazacak çok şey var ancak şuan yeri ve zamanı olmadığını düşünüyorum. Toplumumuzun morale ihtiyacı ver. Bu hadisenin toplumumuzun her kesimini yaraladığını görmekteyiz. Bölgeye gidecek yardımların aksamaması ve yerine ulaşması adına hassasiyet göstererek her geçen gün farklı ihtiyaçların doğduğunu unutmadan yardımlarımıza devam etmeliyiz.
Bu tur felaketlerde fedakarca çalışan elini taşın altına sokan herkesi kutlarken STK larımızı ve kamu kuruluşlarımızı göz ardı etmek haksızlık olacaktır. Her sıkıntıda kendi canlarını hiçe sayarak sıkıntıya merhem olmaya koşan sivil toplum kuruluşlarımızı, Askerimizi, Polisimizi, Din görevlilerimizi, Öğretmenlerimizi, Sağlık çalışanlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum.
Konuşanların ekran başında Konuşmayanlarında iş başında olduğunu not olarak düşmek isterim.
Selam ve Dua ile…
