Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Öztürk

Yetmedi mi Artık?

Stuart Mill:

‘’Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın.”

*Kadın doğurur, büyütür, evlendirir…

*Çocuklarının eğitimi için çabalar…

*Kadın hep korur, kollar, analık eder…

*Kadın özverilidir, öncelik çocuğumun der…

*Kadın yuvasına her koşulda sahip çıkar…

*Kadın doyurur…

yeter

Peki kadına nasıl bakılıyor, nasıl yaşıyor, kadının yeri nedir?

Genellikle, erkek çocuk doğurmayan kadından ya boşanılıyor ya da iyi bakılmıyor. Neden? Erkek çocuk doğuramıyor. Oysaki doğacak bebeğin cinsiyetini babadan gelen kromozom belirler. Soralım bakalım; Türkiye’de kaç aile bu bilgiye sahip! Daha çocuk doğmadan cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor. Her doğan çocuğu büyüten yüce varlık ‘’ANA’’nın özel olmasına bakılmadan, erkek çocuk doğuramadığı için kadın bilinçsizce aşağılanıyor!

Çocuk doğdu ve kız, maalesef diye bakılıyor. Hatta bozuluyor erkek, kız çocuğu oldu diye. Bu sadece eğitim seviyesi düşük ailelerde yaşanan bir durum değil, her eğitim seviyesi için geçerli bir durumdur. Sonra o kız çocuğu için başlıyor zorlu bir yaşam…

*Kız çocuğu okutulmasın!

*Kız çocuğu düşüncelerini söylemesin!

*Kız çocuğu çalışmasın!

*Kız çocuğu dışarı çıkmasın!

*Mirastan ne kadar az yararlandırabiliriz!

*Nasıl olsa evlenip gidecek!

*Hiçbir şeye kendi karar vermesin!

*Aslan oğlum!

*Sen kızsın yapamazsın!

Kadınlarımızı maalesef koruyamıyoruz.

Günümüzde kadınlarımızı ne kanunlarla nede kurallarla koruyabiliyoruz. Kadınlar dövülüyor, kadınlar tacize uğruyor, kadınlara hakaret ediliyor, kadınlar öldürülüyor. Bugün, haberleri dinlerken Pınar Gültekin davasında karar çıktığını öğrendim. Hunharca hislerle işlenen bir cinayete, indirim yapılmış ve sanık 14,5 yıl yatıp çıkacakmış. Toplum vicdanını yaralayan bir karar maalesef. Neymiş ‘’haksız tahrik indirimi’’ yapılmış. Yazıklar olsun.

Bu konu ile ilgili Pınar Gültekin’in avukatı Rezan Epözdemir’in açıklaması çok çarpıcı: ‘’Bu haksız tahrik meselesi Türkiye’de kadın cinayetleri ile ilgili çok kötüye kullanılan bir kurum. Aslında kanun koyucunun amacı bu değil ancak son 15 yılda biz bunu görüyoruz. Bir profesyonel katillik müessesi oluştu. Cinayetin öncesini tasarlayan, sonrasını tasarlayan, yargılamada nasıl ifade vereceğini ezberleyen’’.

Ülkemiz, yaşam kalitesinden toplumsal değerlere kadar pek çok alanda maalesef giderek erozyona uğruyor. Toplumumuzdaki kadına bakış değişmediği sürece bu olaylar devam edecek.

Bir annenin, daha cinsiyetini bilmediği bir bebek için ne tür endişeler yaşadığını, ne kadar hassas davrandığını, kendi bedenini hiç düşünmeden ne özverilerde bulunduğunu bilebilsek, anlayabilsek keşke. İşte o zaman her erkek ‘’KADINA’’ saygı duymayı, sevmeyi, değer vermeyi başarır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER